DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, Kürt meselesinin çözümü için iktidarın atması gereken somut adımları sıraladı, Meclis Komisyonu’nun Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerektiğini ve bunun sürece önemli katkı sunacağını söyledi ve bir kez daha Demirtaş ile Yüksekdağ’ın serbest bırakılmasını istedi.
HABER MERKEZİ – DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Kürt meselesinin çözümü için devam eden süreci ve Meclis’te Kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını değerlendirdi.
Mezopotamya Haber Ajansı’ndan Mehmet Aslan ve Selman Güzelyüz’e konuşan Hatimoğulları, “Türkiye’nin ve bütün demokrasi güçlerinin“ “Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne çok güçlü bir şekilde destek vermesi gerektiğini“ belirterek, bundan sonra atılması gereken adımları somut olarak şöyle açıkladı:
Ve umut hakkı, Sayın Öcalan başta olmak üzere cezaevlerinde 25 yılını doldurmuş olan bütün siyasi mahpusları kapsaması gereken çok önemli bir konu. Bir diğeri, Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür yaşam ve özgürce çalışabileceği koşulların oluşması, bütün bunlar çok önemli.”
“ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLMESİNİ HERKES İSTİYOR”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Meclis Komisyonu’nun İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüşmesi konusundaki talepleri hakkında, şöyle konuştu:
“DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ’IN CEZAEVİNDE TUTULDUKLARI HER SAAT İHLALDİR”
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği kararı da değerlendiren Hatimoğulları, şunları dile getirdi:
İnfaz yakmalar devam ediyor. Sincan Cezaevi’nde 32 seneyi doldurmuş, 33’uncü senesine girmiş mahpuslar var. Hasta mahpuslar konusunda adım atılmıyor. Bunlar kabul edebileceğimiz şeyler değil.”
“ROJAVA MODELİ SURİYE’DE İHTİYAÇ DUYULAN MODELDİR”
Kürt meselesinin çözülmesi halinde bunun dış politikada da Türkiye’nin önünü açaçağını belirten Hatimoğulları, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi ve Suriye geçici hükümeti arasındaki görüşmeleri de değerlendirdi. Hatimoğulları, şöyle konuştu:
Biliyorsunuz, Suriye’de Dürziler kendi özerkliklerini ilan etmişlerdi. Aleviler ise çok büyük bir soykırıma maruz kaldılar. Suriye’nin şimdi yeniden inşa edildiği bir dönemde gerek Alevilerin gerek Dürzilerin oluşturulacak yeni Suriye yönetiminde mutlaka yer alması ve temsil edilmesi çok önemlidir. Kürt halkı zaten bu konuda gerçekten son derece örgütlü bir duruş sergilemiştir; kendi özyönetimlerini fiilen hayata geçirmişlerdir.
Ümit ediyoruz ki, önümüzdeki günlerde şimdi başlamış olan Şam yönetimi ile DSG arasındaki müzakereler sağlıklı bir şekilde ilerler ve demokratik bir Suriye’nin inşa edilmesi konusunda somut adımlar atılır.”



