Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Beyaz Toros” ve “JİTEM” baskılı tişörtlerle ilgili İHD’nin şikayetine takipsizlik kararı verdi. Savcılığın gerekçesi, ifade özgürlüğü. İHD ise, “Bu karar cezasızlık politikasının yeni örneğidir” açıklaması yaptı ve “iç hukuk yollarını sonuna kadar” kullanacağını duyurdu.
HABER MERKEZİ – Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Beyaz Toros” ve “JİTEM” yazılı tişörtleri satışa sunan firmalar hakkında İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) yaptığı suçduyurusu için kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi.
×İnsan Hakları Derneği (İHD), söz konusu ürünlerin “suçu ve suçluyu övmek (TCK 215)” ile “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek (TCK 216)” suçlarını oluşturduğu gerekçesiyle savcılığa başvurmuştu.
Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararında, TCK’nin 215. maddesi yönünden “ortada kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı” gerekçesiyle suçun unsurlarının oluşmadığı belirtilirken, 216. madde bakımından ise “ifade özgürlüğü” gerekçesiyle kovuşturmaya gerek görmedi.
Savcılık kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına atıf yapılarak “rahatsız edici hatta şok edici düşüncelerin dahi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini” savunuldu. Bu gerekçelerle, satışa sunulan tişörtlerin “kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturmadığına ve halkı kin ya da düşmanlığa tahrik etmediğine” karar verildi.
İHD: BU KARAR CEZASIZLIK POLİTİKASININ YENİ ÖRNEĞİDİR
İHD, savcılığın kararına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi:
דTüm kamuoyunun bildiği üzere, özellikle 1990’lı yıllarda meydana gelen faili meçhul cinayetler ve gözaltında kayıplar, Türkiye’nin yakın tarihinde derin izler bırakmıştır. Toros, devlet görevlilerinin işlediği ağır insan hakları ihlallerinin simgesi haline gelmiştir. Son dönemde bu simgeyi taşıyan ‘Beyaz Toros’ ve ‘JİTEM’ yazılı tişörtlerin ticari ürün olarak üretilip internet üzerinden satışa sunulması, insan hakları savunucularını son derece rahatsız etmiştir.
Suç duyurumuzun ardından çok kısa bir süre içinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair bir karar verilmiştir. Bu yaklaşım, beyaz Toros’un simgelediği ağır insan hakları ihlallerini görmezden gelmek anlamına gelmektedir.
Savcılık, AİHM’in birçok kararında belirtildiği üzere, rahatsız edici hatta şok edici düşüncelerin dahi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğini belirtmiştir. Burada son derece ironik bir durum ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde barışçıl düşünceleri nedeniyle ifade özgürlükleri ihlal edilen yüzlerce insan varken, bir suçun sembolü olan bir fotoğraf ‘düşünce özgürlüğü’ kapsamında değerlendirilmiştir. Bu karar cezasızlık politikasının yeni örneğidir. İnsan hakları savunucuları olarak, bu karara karşı tüm iç hukuk yollarını sonuna kadar kullanacağımızı; iç hukukta adalet sağlanmadığı takdirde ise uluslararası hukuk mekanizmalarına başvuracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”



