Şam ve Hama’da kayıp yakınları sokaklara döküldü. Aileler, gözaltında kaybedilen çocuklarının akıbetinin açıklanması talebiyle protesto düzenledi. Şebihalar’ın şiddeti geri mi dönüyor?
HABER MERKEZİ – Suriye’nin başkenti Şam’ın Rıkin el-Din Mahallesi’nde toplanan aileler, kaybolan çocuklarının akıbetinin hâlâ açıklanmamış olmasını protesto etti. Eylem sırasında, uygulamaları kınayan sloganlar atılırken, yetkililere çocuklarının durumuna ilişkin net bilgi verilmesi çağrısında bulunuldu.
ANHA’nın geçtiği habere göre protestocular, eski rejim üyelerinden olan ve halk arasında şebih (Şebihalar) olarak bilinen bazı kişilerin yeniden eğitilerek devlet kurumlarına yerleştirilmeye çalışılmasını da sert bir şekilde tepki gösterdi. Aileler, bu adımın toplumsal öfkeyi ve yaşanan acıları daha da derinleştirdiğini vurguladı.
Aynı zamanda, keyfi tutuklamalara yönelik tepkilerini de dile getiren göstericiler, adaletin tesisi için somut adımlar atılması gerektiğini belirtti.
SOHR BAŞKA YERLERDE DE GÖSTERİLERE DİKKAT ÇEKTİ
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Hama’daki El-Asî bölgesinde de benzer gösterilerin düzenlendiğini ve burada da tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulunulduğunu aktardı.
Hama’daki protestocular, işkence ve zorla kaybetme vakalarına karışan kişilerin yargılanmasını talep ederek, “Adalet ve hesap verme olmadan gerçek barış mümkün değildir” mesajını verdi.
Şebihalar Kimdir? Suriye İç Savaşında Rolleri ne oldu?
“Şebihalar”, Suriye’de Esad rejimine bağlı olarak hareket eden paramiliter milis güçleridir. Özellikle 2011’de başlayan halk ayaklanmalarıyla birlikte sahaya çıkan bu gruplar, rejim muhaliflerine karşı sert ve şiddetli müdahaleleriyle tanındı.
Şebihalar arasında eski askerler, yerel milisler, cezaevinden salıverilen suçlular ve rejime sadık siviller yer alıyordu. İlk olarak Hafız Esad döneminde ortaya çıkan bu yapılar, zamanla rejimin sokak gücüne ve gerektiğinde cephe hattındaki milislerine dönüştü.
Şebihalar, barışçıl protestolara yönelik saldırılar, sivil halka yönelik infazlar, yağma, işkence ve insan hakları ihlalleriyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekti. 2012’deki Hula Katliamı gibi birçok olayda doğrudan sorumlu tutuldular.
Bugün itibarıyla bir kısmı dağıtılmış ya da yeni rejimin resmi güvenlik yapılarına entegre edilmiş durumda. Ancak Suriye’de yerel düzeyde korku ve baskı düzeninin bir parçası olarak etkileri hâlâ hissedilmektedir.