ABD Başkanı Donald Trump, Danimarka’ya bağlı özerk bölge Grönland’ı kendi ülkesine katma arzusunu açıkça dile getirdi. Trump, bu hedef için özel temsilciler atarken, girişimin yalnızca “büyük bir gayrimenkul anlaşması” olmadığı, çok daha geniş jeopolitik ve ekonomik çıkarları içerdiği görülüyor.
HABER MERKEZİ- ABD Başkanı Donald Trump, Louisiana Valisi Jeff Landry’yi, Grönland Özel Temsilcisi olarak atadığını duyurdu.
Donald Trump’ın Grönland’a özel bir elçi ataması, ABD başkanının güvenlik gerekçeleriyle Grönland’ın ABD tarafından ele geçirilmesi fikrini defalarca dile getirmesinin ardından geldi. Bu durum, Trump’ın Ocak ayında göreve dönmesinden kısa bir süre sonra ABD ile Danimarka Krallığı arasındaki ilişkilerde gerginliğe yol açmıştı.
Trump, Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, ülkesinin Grönland Özel Temsilcisi olarak atadığı Landry’yi yeni görevinden ötürü tebrik etti.
Paylaşımında Trump, Grönland’ın ABD’nin ulusal güvenliği açısından ne kadar önemli olduğunu bildiğini belirterek “Jeff, müttefiklerimizin ve dünyanın güvenliğini sağlamak için ABD’nin çıkarlarını güçlü şekilde ileri taşıyacak” ifadesini kullandı.
Louisiana Valisi Jeff Landry ise sosyal medya hesabından ABD’nin gerçek niyetini açıklıyordu: “Grönland’ı ABD’nin bir parçası yapmak” onur verici bir görevdir.”
Thank you @realDonaldTrump! It’s an honor to serve you in this volunteer position to make Greenland a part of the U.S. This in no way affects my position as Governor of Louisiana!
— Governor Jeff Landry (@LAGovJeffLandry) December 22, 2025
TRUMP’IN GRÖNLAND HAYALİ: ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN ŞART
“Grönland harika bir yer. Uluslararası güvenlik için ona ihtiyacımız var. Eminim Danimarka da buna katılacaktır.”
Bu sözler, ikinci kez göreve başlamasının ertesi gününde Beyaz Saray’da düzenlediği basın toplantısında Trump tarafından sarf edildi.
2 milyon 166 bin 86 kilometrekarelik alanıyla dünyanın en büyük buzul adası Grönland bir anda tartışmaların merkezine oturdu.
Trump, seçildikten ve göreve geldikten sonra Grönland’ın ülkesinin kontrolünde bulunması gerektiğine ilişkin söylemini pek çok kez yineleyerek Ada’nın mülkiyeti ve kontrolüne sahip bulunmanın “mutlak zorunluluk” olduğunu savunmuştu.
Mart ayında Kongreye hitap eden Trump, “Ulusal güvenlik ve hatta küresel güvenlik açısından Grönland kritik önemde. Bunu sağlamak için ilgili tüm taraflarla birlikte çalışıyoruz. Öyle ya da böyle elde edeceğiz” ifadelerini kullanmıştı.
ULUSAL DEĞİL EKONOMİK GÜVENLİK
Trump’ın bahsettiği özgürlük, aslında ekonomik güvenlik ve stratejik kontrol anlamına geliyor. Kuzey Kutup Dairesi’nin üstünde kalan Grönland, resmi olarak “satılık değil” ilan edilmiş olsa da, büyük ve çoğunlukla dokunulmamış mineral yataklarına olan talep, bölgeyi uluslararası jeopolitik rekabette merkezi bir öneme taşıyor.
Grönland, Kuzey Kutbu’na yakınlığı ve ABD-Rusya savunma hattının tam merkezinde bulunmasıyla öne çıkıyor. Nükleer erken uyarı sistemleri ve radarlar gibi kritik altyapılar için stratejik öneme sahip adadaki üsler, Soğuk Savaş mirasının günümüzdeki devamı niteliğinde.
Ancak adanın tek özelliği bu değil: Nadir bulunan toprak elementleri ve kritik mineraller bakımından da oldukça zengin. Küresel ısınma ve buzulların erimesi, petrol ve doğal gaz rezervlerine erişimi de potansiyel hale getiriyor. Önceki yıllarda ekonomik olarak ulaşılması zor olan bu kaynaklar, güncel teknolojiyle daha cazip bir yatırım alanı oluşturuyor.
PEKİ GRÖNLAND NE DİYOR BU İŞE?
Grönland hala Danimarka Krallığı’na bağlı bir özerk bölge. Danimarka yönetimi ve Grönlandlı yetkililer, “satılık değiliz” mesajını açıkça vermesine rağmen, bugün yayınlana atama ile bir başka diplomatik sürecin başlayacağı belirtiliyor. Atamayı duyuran Trump “askeri seçenek”ten söz etmedi ancak Danimarka medyası atamanın kendisinin “yavaş işgal” anlamına gelip gelmediğini sorguluyor.
×Grönland’ın nüfusu 57.000’in biraz altında. Bu nüfusun %88’i İnuit kökenli Grönlandlılardan oluşuyor. Geri kalanı ise çoğunlukla Danimarkalılardan ibaret.
Orta Çağ’da Grönland, daha sonra Danimarka’nın bir parçası olan Norveç’in bir parçasıydı. Norveç 1814’te Danimarka’dan ayrıldığında, Danimarkalılar Grönland’ı ellerinde tuttu.
1946’da Amerika Birleşik Devletleri Grönland’ı satın alma teklifinde bulundu, ancak Danimarka hükümeti bu teklifi reddetti.
“ATAMA BİZİ ŞAŞIRTMADI AMA OLAYA DAHA CİDDİ YAKLAŞMALIYIZ”
ABD’nin Grönland’a özel bir elçi ataması Danimarka ve Grönland’da pek de şaşırtıcı karşılanmadı.
Danimarka Ulusal Yayın Kuruluşu DR’de yer alan haberde Grönland hükümeti eski danışmanı ve Sosyal Demokrat vekili Julie Rademacher, atama kararını Grönland’ı ele geçirmek isteyen Amerika’nın uzun zamandır uygulamak istediği bir strateji olduğunu belirterek, atamanın şaşırtıcı olmadığını söylüyor.
Ancak Julie Rademacher, Trump’ın Grönlandlıları ABD’nin bir parçası olmaya ikna etmede başarılı olacağına inanmıyor:
“Bence Amerikan tarafı Grönland’daki kültür konusunda yanılıyor. Bir Grönlandlı olarak, dışarıdan gelen etki girişimlerine alışkınsınız, ancak Grönland’da kendi ülkeniz, diliniz ve kültürünüz hakkında karar vermek istersiniz” diyor.
Sosyal Demokrat siyasetçi, Danimarka’nın Grönland meselesine bu atamadan sonra daha ciddi yaklaşmak zorunda olduğunu belirtiyor.
