Murat Sabuncu
Yeni yıl; yeniden-sıfırdan başlama ihtimali mi? Yoksa devamlılığı olan, çok da değişmeyecek hayatın sadece takvim yapraklarının bittiği sıradan bir döngü mü? Bir zamanlar memleketin bir kısmı için ‘umudun-beklentinin’ daha çok konuşulur olduğu bir zaman dilimini ifade ediyordu. Uzun zamandır giderek büyüyen-genişleyen toplumsal acıların, farklı yerlerde farklı şekillerde yaşandığı birbirini takip eden günlerin içinde, sıradan ama pek muhtemel bir an için bile olsa kişisel hesaplaşmaların vakti.
Farklı görüşlerden, farklı meslek gruplarından ne çok insan hapiste girecek yeni yıla. Siyasetçi, gazeteci, iş insanı, belediye çalışanı, şehir plancısı, belgeselci, sanatçı, akademisyen, yönetici asistanı… Elbette pek çoğu iktidara muhalif kesimden… İçeridekiler ve onları bekleyen dışarıdakiler… Analar, babalar, kardeşler, eşler, evlatlar, arkadaşlar… Çocuklar, gençler, yaşlılar… Tabii hastalar… İçeridekinin dışarıdakini, dışarıdakinin içerdekini düşünüp içinin yandığı, ama birbirine hissettirmemeye çalıştığı zamanlar…Uyulmayan Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, uzun tutukluluklar, tartışmalı iddialar-iddianameler, gizli tanıklar… Hukuk alanında dünyadaki değişik endekslerde hep sonlarda Türkiye…
Oysa…
Bir memleketi yönetenler, eleştiriden çekinmez, ondan beslenir…
Bir memleketi yönetenler, farklı düşüneni düşmanlaştırmaz, farklı görüşlerden yararlanmaya çalışır.
Bir memleket, gazeteciyi, akademisyeni, siyasetçiyi susturarak güçlenmez; aksine zayıflar.



