DİSK-AR, raporunda 2025’te asgari ücretin alım gücü kaybının 50 bin TL’yi aştığını belirterek, yılda tek zam uygulamasının reel kaybı kalıcı hale getirdiğini vurguladı.
HABER MERKEZİ – DİSK Araştırma Merkezinin (DİSK-AR) “Asgari Ücret Araştırması 2026” başlıklı rapor yayınladı.
Rapora göre 2025 yılında asgari ücretin alım gücü kaybı 50 bin TL’yi aştı. Bu veriler ışığında asgari ücretin giderek ortalama ücrete dönüştüğü, buna karşın işçilerin alım gücünün enflasyon ve pahalılık karşısında hızla eridiği belirtildi.
Evrensel’in aktardığı rapora göre brüt asgari ücretin kişi başı gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı 1974 yılında yüzde 80.6 düzeyindeyken, bu oran 1980 sonrası dönemde hızla geriledi ve 2025 itibarıyla yüzde 43.6 seviyesine düştü. Böylece asgari ücretin milli gelir içindeki payı, yarım yüzyılda yaklaşık 37 puan azalmış oldu.
ERİME KALICI HALE GELDİ
Raporda, 2024 ve 2025’te asgari ücretin yılda tek kez artırılmasının, yüksek enflasyon ortamında ücretliler açısından ciddi reel kayıplar yarattığı vurgulandı. 2025’te resmi enflasyonun yüzde 33,8 seviyesinde gerçekleşmesi durumunda, asgari ücretlinin enflasyondan kaynaklanan yıllık kaybının 7 bin 471 TL’ye ulaştığı, toplam alım gücü kaybının ise 50 bin TL’yi aştığı hesaplandı. DİSK-AR, hedeflenen ya da gerçekleşen enflasyonun altında kalan artışların, asgari ücretteki reel erimeyi kalıcı hale getirdiğine dikkat çekti. Araştırmada, 2025 itibarıyla net asgari ücretin hem açlık hem de yoksulluk sınırının gerisinde kaldığı belirtildi. BİSAM’ın Ekim 2025 verilerine göre açlık sınırı 26 bin 925 TL, yoksulluk sınırı 93 bin 135 TL olurken, net asgari ücret 22 bin 104 TL seviyesinde kaldı.
YALNIZCA 4 AY AÇLIK SINIRININ ÜZERİNDE KALABİLDİ
Bu tabloya göre asgari ücret, açlık sınırının yüzde 18, yoksulluk sınırının ise yüzde 76 altında yer aldı. Raporda ayrıca, 2024–2025 döneminde asgari ücretin yalnızca dört ay boyunca açlık sınırının üzerinde kalabildiği ifade edildi.
DİSK-AR’ın TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması verileri üzerinden yaptığı hesaplamalar, ücretli çalışanların neredeyse yarısının asgari ücret düzeyinde ya da bunun altında gelirle geçinmek zorunda kaldığını ortaya koydu. Buna göre 8,36 milyon kişiyle ücretlilerin yüzde 46,7’si asgari ücret ve altı gelir elde ederken, asgari ücretin yüzde 10 üzerinde ya da altında kazananların oranı 9,5 milyon kişiyle yüzde 53,2’ye ulaştı.
Asgari ücrette ikinci toplantı başladı l İşte zam senaryoları
Özel sektörde çalışanlar açısından tablo daha da ağırlaştı. Bu alanda çalışan işçilerin yüzde 62,5’inin, asgari ücretin en fazla yüzde 20 üzerinde bir ücretle çalıştığı belirlendi. Asgari ücretin iki katını aşan gelire sahip olanların oranı ise yalnızca yüzde 12,7’de kaldı.
Araştırmada, söz konusu verilerin asgari ücretin artık istisnai bir “taban ücret” olmaktan çıktığını, Türkiye’de fiilen genel ücret seviyesini belirleyen temel bir referans haline geldiğini gösterdiği vurgulandı.
