Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Vasiyeti gerçekleşiyor |

Ayşe Şan, doğduğu topraklara dönüyor

Vasiyeti gerçekleşiyor |

Sesi ve klamlarıyla halkının hafızasında iz bırakan Kürt sanatçı Ayşe Şan’ın vasiyeti 29 yıl sonra yerine getiriliyor.

HABER MERKEZİ- İzmir’de 18 Aralık 1996’da yaşamını yitiren Kürt sanatçı Ayşe Şan’ın cenazesi, 29 yıl sonra doğduğu kent olan Diyarbakır’a götürülüyor.

Yarın saat 08.00’de Diyarbakır Havalimanı’na ulaşacak olan Ayşe Şan’ın cenazesi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek bir törenle karşılanacak. Şan, kendisi için hazırlanan Yeniköy Mezarlığı’ndaki kabre defnedilecek.

Kürt müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Ayşe Şan, ölümünden önce Diyarbakır’a defnedilmeyi vasiyet etmiş ancak bu isteği bugüne dek hayata geçirilememişti.

KÜRT MÜZİĞİ’NDE EFSANELERDEN

Kasım 1938’de Diyarbakır’da dünyaya gelen Ayşe Şan, Eşyana Kurd, Ayşe Xan ve Eyşana Osman isimleriyle de bilinir.

Annesi Erzurumlu Haci Mustafa Bey’in kızı Haciye Xanım, babası ise Cibran aşiretinden, dönemin bilinen dengbêjlerinden Osman’dır.

Ayşe Şan’ın müziğe yönelmesinde babasının etkisi büyüktür. Evlerinde sık sık kurulan dengbêj divanlarında Kürt tarihi, kültürü ve kılamlarla tanışır. Bu ortamlar, onun sanat yolculuğunun ilk adımları olur. Ayşe Şan, bu dönemi anlatırken “Keşke Diyarbakır’daki evimizin duvarları dile gelse de o dengbêj gecelerini anlatsa” sözleriyle anımsar. Ancak henüz dokuz yaşındayken babasını kaybeder.

BASKILAR, SÜRGÜNLER VE MÜCADELEYLE DOLU BİR YAŞAM

Genç yaşta, tıpkı babası gibi Kürt klasiklerini kadınların bulunduğu ev toplantılarında seslendirmeye başlar. Duygulu ve güçlü sesiyle kısa sürede dikkat çeker. Ancak içinde bulunduğu feodal ve muhafazakâr çevre, bir kadının şarkı söylemesini hoş karşılamaz. Bu baskılar nedeniyle Amed’ten Antep’e göç eder. Antep’te Kürtçe söylemek yasak olduğu için bir dönem sadece Türkçe şarkılar seslendirir.

1963’te ekonomik nedenlerle İstanbul’a yerleşir. Burada hem Kürtçe hem de Türkçe konserler verir. “Ez Xezalim” adlı şarkısıyla tanınır, birçok plak kaydeder. Ancak artan tanınırlığı, üzerindeki baskıları azaltmak yerine daha da yoğunlaştırır.

BAĞDAT RADYOSU

Söylediği Kürtçe şarkılar nedeniyle devletin baskısına maruz kalır. Derken 1979 yılında Bağdat yollarına düşer. Ayşe Şan’ın sesi, bazı sanatçı arkadaşlarının yardımı ile Bağdat’ın Sesi Radyosu’nda Eyşana Eli adıyla duyulmaya başlar. Dönemin Hewler Valisi’nin daveti üzerine Hewler’e giden Şan burada iki büyük Kürt sanatçısı, Mehmet Arif Cizrawi ve İsa Berwari ile tanışır. Cizrawi ve Berwari ile Güney Kürdistan’ın birçok yerinde konserler verir. Ayşe Şan’ın hayatından etkilenen Cizrawi, ‘Le le le waye, Eyşane le waye, çav biçuke le waye..’ gibi şarkılar seslendirir.

Bir süre sonra İzmir’e dönen Ayşe Şan, kardeş ve akrabalarının ölüm tehditleri yüzünden çok sevdiği Diyarbakır’a hiç gidemez. Annesinin mezarını dahi ziyaret edemez. Ayşe Şan’ın acı olduğu kadar mücadele dolu yaşamı yakalandığı amansız kanser hastalığı nedeniyle 18 Aralık 1996 tarihinde İzmir’de son bulur.

*Ayşen Şan’ın yaşam öyküsü ile ilgili haberde yer alan bilgiler Yeni Özgür Politika gazetesinin sanatçıyla ilgili 2011 yılında yaptığı özel haberden derlenmiştir.

Benzer Haberler