Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Wahrheitskämpfer: Yüzlerini ve hikayelerini hatırla |

Gazeteciyi öldürebilirsiniz ama hakikati öldüremezsiniz

Wahrheitskämpfer: Yüzlerini ve hikayelerini hatırla |

Wahrheitskämpfer‘ın kurucuları Susanne ve Gerhard, Türkiye, Kürt gazetecileri dronlarla hedef aldıktan sonra “Kürtler hakkında gazetecilik yapmak suç değildir” adlı bir kitapçık bastı. “Yüzlerini hatırla, hikayelerini hatırla” mottosuyla hayata geçirdikleri projenin amacının “sessizliği kırmak” olduğunu belirten Susanne, “Bir gazeteciyi öldürebilirsiniz, ama hakikati öldüremezsiniz” diyor.

Nedim TÜRFENT

İfade ve basın özgürlüğü ihlallerinin vaka-i adiye olarak nitelendirilebileceği Türkiye’de hükümet ve devleti eleştiren haberlere imza atan, sorgulayıcı bir bakışla yazan ya da konuşan gazeteciler, uzunca bir süredir yargı sopasıyla terbiye edilmeye çalışılıyor.

Gelgelelim, gazetecilere yönelik baskının tonu, söz konusu Kürt gazeteciler olunca bambaşka bir dozajda olduğu peşin hükümle kabul etmek gerekirse herkesin malumu. Nitekim, oldukça “kullanışlı” olan Terörle Mücadele Kanunu (TMK), (y)etkili merciler tarafından Kürt gazetecileri sudan sebeplerle “terörist” ya da “terörist destekçisi” ilan etmek için sıklıkla ve cömertçe suiistimal ediliyor. TMK’yi bir kenara bırakalım, Kürt gazetecilerin yaşam hakları bile yargısız bir şekilde infaz edildi.

ZULME UĞRAYAN GAZETECİLERİN PORTRELERİ VE HİKAYELERİ

Bu kötüye kullanımın kötü ünü sınırla çoktan açtı ancak Kürt gazetecilerin maruz kaldığı zulmün ünü de öyle. Zira “Gazetecilik suç değildir” derken ne kadar haklıysak, “Kürtler hakkında gazetecilik yapmak suç değildir” dediğimizde de bir o kadar haklıyız. Eşyanın tabiatı gereği.

Yandaki kitapçığın adıÜber Kurd:innen zu berichten ist kein Verbrechen.” (Kürtler hakkında gazetecilik yapmak suç değildir). Kapağında Türkiye tarafından öldürülen Nagihan Akarsel, Gülistan Tara ve Hêro Bahadin ile son yıllarda uzun süre hapsedilen Necmiye Alpay, Meltem Oktay, Beritan Canözer, Zehra Doğan ve benim de aralarında olduğu çok sayıda gazetecinin fotoğrafları var.

Almanya’da 2025 yılında basılan kitapçık çift dilli: Almanca ve İngilizce. Kitapçığı hazırlayan Wahrheitskämpfer (Hakikat Savaşçıları) adlı kuruluş, Çin’den Belarus’a, Meksika’dan Kürdistan’a kadar dünyanın farklı topraklarında yazdıkları ve söyledikleri için katledilen veya zulme uğrayan gazetecilerin portrelerini çizip hikayelerini paylaşıyor.

ONURLANDIRMA ÇABASI: YÜZLERİNİ HATIRLA, HİKAYELERİNİ HATIRLA

“Türk hükümetinin Kürtlere yönelik muamelesini eleştiren gazeteciler hapis cezalarıyla, hatta suikastlarla karşı karşıya kalabiliyor” tespitiyle başlayan kitapçığın giriş bölümünde şu ifadeler yer alıyor: “NATO üyesi Türkiye, PKK ile ilişkili olduğunu ileri sürdüğü gazetecileri dronlarla öldürüyor. Uluslararası toplum, Türk devletinin bu hava savaşını ve suçunu büyük ölçüde görmezden geliyor.”

Tanıtım metninde Sanat projemizin mottosu, ‘Yüzlerini hatırla, hikayelerini hatırla’. Bu kitapçık, cesur gazetecilerin onurlandırılmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Kürtler hakkında yaptıkları haberler de unutulmamalıdır” denilerek zulme uğrayan Kürt gazetecilerin durumuna dikkat çekiliyor.

MEKSİKALI GAZETECİ MOİSES’TEN KÜRDİSTANLI GAZETECİ GULÎSTAN’A

Projeleri hakkında sohbet ettiğim Wahrheitskämpfer koordinatörlerinden Susanne Köhler, “Ocak 2015’te Paris’te hiciv dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırı, bir çizgi roman sanatçısı olarak beni şok etti. Sonraki haftalarda, dünyanın dört bir yanında gazetecilerin öldürülmesiyle ilgili sayısız haber gördüm. Sanki dünyanın en normal şeyiymiş gibi. Bu konu üzerine odaklandık ve cesur gazetecilere bir anıt yaratmak istedik” dedi.

İlk olarak 2 Ocak 2015’te Meksika‘nın Veracruz kentinde öldürülen gazeteci Moisés Sánchez Cerezo’nun portresini çizerek bu projeye başlayan Wahrheitskämpfer, şu ana kadar dünyanın dört bir yanından zulme uğrayan veya öldürülen 900’den fazla gazetecinin portresini çizdi. Portrelerle beraber gazetecilerin hikayelerini de sitesinde yayınlayan kuruluş, gazeteciler hakkında duyarlılık oluşturmak için broşür oluşturma, konferans ve sergiler resmi görüşmeler, raporlama, sosyal medya ve imza kampanyaları gibi çeşitli etkinlikler yapıyor.

NEDEN KÜRT GAZETECİLERE MERCEK TUTTULAR?

Proje kapsamında farklı ülkelerden yaklaşık 100 çizer ve ressamla çalıştıklarını belirten Köhler, “Sadece katledilen gazetecilerin portre ve hikayelerine odaklanmak bir zamandan sonra bizi düşündürdü. Çünkü onları geri getiremezdik. Bu yüzden hapiste olan ve zulme uğrayan gazetecilerin de durumlarına dikkat çekmeye başladık” diye konuştu.

Türkiye’nin Irak Federe Kürdistan Bölgesi ve Rojava’da (Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi) Kürt gazetecileri hava saldırılarıyla öldürmesi sonrası Kürt gazetecilerin durumuna özel olarak dikkat çekmek amacıyla bu kitapçığı hazırlamaya karar verdiklerine vurgu yapan Wahrheitskämpfer‘in diğer koordinatörü Gerhard Keller, “insanlara buralarda ne olup bittiğini göstermek istediklerini” söyledi.

BİR GAZETECİYİ ÖLDÜREBİLİRSİNİZ AMA HAKİKATİ ÖLDÜREMEZSİNİZ

Uluslararası kamuoyunun Kürt gazetecilerin maruz kaldığı zulüm karşısındaki sessizliğini eleştiren Keller, “Özellikle hükümetler, Türkiye onların NATO ortağı olduğu için bu konuyu görmezden geliyor. Çünkü bu konularda Erdoğan’la bir çatışma yaşamak istemiyorlar. Hükümetler için çıkarları insan hakları ve Kürtlerden daha ‘önemli’. Ayrıca, bu duyarsızlık ve sessizlik, Kürt gazetecilerin kriminalize edilmesine hizmet ediyor” dedi.

“Sessizliği kırmak” için bu projeyi başlattıklarının altını çizen Susanne Köhler, “Bir gazeteciyi öldürebilirsiniz, ama o gazetecinin ortaya çıkardığı hakikati öldüremezsiniz. Biz metinlerimizde tam da bunu vurguluyoruz. Yüzleri hatırla, hikayeleri hatırla. İnsanlar böylelikle oralardaki gerçekliği görmüş oluyor. Mesele Türkiye bir ihlalde bulunduğunda, Kürt gazeteciler doğal olarak bunun hakkında yazıyor ve tabii ki bu suç değildir. Onlar hakikatleri yazıyor ve bu bir gazetecilik faaliyetidir” ifadelerini kullandı.

KÜRTLERE VE KÜRT KURULUŞLARA ÇAĞRI: FOTOĞRAFLARINI VE HİKAYELERİNİ YOLLAYIN

Bu hikaye ve portre çizimlerinin bir diğer yönüne dikkat çeken Gerhard Keller ise, “Portreler ve hikayelerle bunu şahsen gösterip bir istatistiki bilgiden ve anonimlikten uzaklaştırıyoruz. Böylece insanların ilgisini çekmek mümkün olabiliyor” dedi ve ekledi: “Bu arada Kürt gazeteciler sadece bu baskılarla yüz yüze değil. Baskının bir yanı da ekonomik zorluklar üzerinden var” diye ekledi.

Kürt gazetecilerin ya öldürülme riski ya da hapsedilme tehlikesi altında mesleki faaliyetlerini sürdürmeye çalıştıklarını belirten Keller şu çağrıda bulundu:

Şu ana kadar yaklaşık 40 Kürt gazetecinin portresini çizdik ve hikayesini yayınladık. Bizim oralarda ne olup bittiğini yaşanan her şeyi görecek kadar çok kaynağımız yok. Zulme maruz kalan her Kürt gazeteci hakkında bilgi toplamak için mümkün değil. Ama bize bilgi gönderilirse, daha fazla portre çizebilir ve hikayelerini yayınlayabiliriz. Kürtlere ve Kürt kuruluşlara sesleniyoruz: Lütfen bize fotoğraflarını ve hikayelerini yollayın. Kürt gazeteciler güvende değil. Onların sesi olalım.”

BU HAKİKATİ UNUTMAYALIM, UĞRUNA CANINDAN OLANLARI DA

Gerhard Keller ve Susanne Köhler, zulme maruz kalan Kürt gazetecilerin yüzlerini tarihin belleğine kaydetmeyi ve hikayelerini tarihin sayfasına yazmaya çalışıyor.

Haber peşindeyken yaralanan, gazetecilik yaptıkları için hapsedilen veya yargılanan yüzlerce gazeteciden söz etmek mümkün velakin asıl odak noktası çok da vahim ve hayati. Türkiye, son bir buçuk yılda Federe Kürdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nde 7 Kürt gazeteciyi SİHA’larla öldürdü. 

İşte bu yüzden Susanne ve Gerhard’a kulak verelim: Onları unutmayalım. Türkiye dronları, Çira TV muhabiri Murat Mîrza’yı 11 Temmuz 2024’te Şengal’de, gazeteciler Gulîstan Tara ve Hêro Behaddîn’i 23 Ağustos 2024’te Süleymaniye’de, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i 19 Aralık 2024’te Tişrîn’de, gazeteci Aziz Köylüoğlu’nu 7 Ocak 2025’te Ranya’da ve gazeteci Egît Roj’u 16 Şubat 2025’te Tişrîn’de öldürdü.

Murat, Gulîstan, Hêro, Nazım, Cihan, Aziz ve Egît gazetecidir. Unutmayalım ki herhangi bir halkın dertleri, kederleri veya özlemleri hakkında haber yapmak suç olmadığı gibi Kürtler hakkında gazetecilik yapmak da asla suç değildir.

(Wahrheitskämpfer’a “info@wahrheitskaempfer.de” adlı e-mail adresi üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Benzer Haberler