Bilirkişi raporu, Kanal İstanbul ÇED kararının deprem, tsunami, ekosistem, hava kalitesi, kültürel varlıklar ve kamulaştırma etkileri açısından eksik ve yetersiz olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Heyet, projenin mevcut ÇED çalışmalarıyla olumlu değerlendirilemeyeceği sonucuna vardı.
HABER MERKEZİ- Kanal İstanbul projesine verilen “ÇED olumlu” kararına karşı açılan dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu tamamlandı. Hazırlanan 400 sayfalık rapor, Danıştay 4. Dairesi’ne sunuldu. Projenin ciddi teknik ve bilimsel eksiklikler içerdiği belirtilen raporda, su kaynakları, deprem riski, ekosistem ve kültürel miras açısından projede önemli tehditler bulunduğu vurgulandı.
Bilirkişi heyeti, raporu değerlendirirken ÇED kararını “yanlışlarla dolu, tutarsız ve konunun uzmanları tarafından hazırlanmadığı izlenimi veren” bir çalışma olarak nitelendirdi.
SU KAYNAKLARI VE EKOSİSTEM TEHLİKE ALTINDA
Bilirkişi incelemesinde, projenin en kritik su kaynaklarından biri olan Küçükçekmece Lagünü’nü geri dönülmez şekilde etkileyeceği belirtiliyor. Lagünü besleyen Sazlıdere Barajı’nın ortadan kalkması ise su kalitesi ve biyolojik çeşitlilik için ciddi risk oluşturacak. Baraj etrafında tüm itirazlara rağmen 24 bin konutluk inşaat başlamış durumda.
Marmara veya Karadeniz’de olası büyük bir depremin tetikleyeceği tsunami ve denizaltı heyelanlarının kanal ve çevresindeki yapılara ciddi tehdit oluşturacağına dikkat çekildi.
TEKNİK VE BİLİMSEL EKSİKLİKLER
Bilirkişi heyeti, hidrodinamik ve su kalitesi modellemelerinin düşük çözünürlüklü verilerle yapıldığını, iklim değişikliği senaryolarının göz ardı edildiğini ve deniz suyu ile biyolojik örneklemelerin temsil gücünün zayıf olduğunu kaydetti.
Hava kalitesi ölçümlerinin yetersiz, toz emisyonlarının eksik, asbest riskinin dikkate alınmadığı ve hafriyat ile nakliye hesaplarının yapılmadığı da raporda öne çıkan eksiklikler arasında.
KÜLTÜREL MİRAS VE KAMULAŞTIRMA GÖZ ARDI EDİLMİŞ
Kanal güzergahında bulunan Mimar Sinan Köprüsü, Odabaşı Köprüsü, Rhegion antik kenti, Azatlı Baruthanesi ve Roma dönemi suyolları gibi kültürel varlıklar için hiçbir koruma planı sunulmamış.
Raporda, su altında kalacak veya kamulaştırma nedeniyle yıkılacak yapı sayısı ile etkilenecek nüfusa ilişkin verilerin ÇED raporunda yer almadığı da vurgulandı.
Bilirkişi heyeti, “Kanal inşası sonucunda su altında kalacak ya da kamulaştırma nedeniyle yıkılacak yapı sayısına ve bundan etkilenecek nüfus hakkında herhangi bir bilgi raporda mevcut değildir” ifadelerini kullandı.