Göbekli Tepe, Karahan Tepe, Mendik Tepe, Sefer Tepe, Sayburç… Urfa bölgesindeki bu tepelerde elde edilen bulgular tarihi yeniden şekillendiriyor. Kültür Bakanı Ersoy’a göre, kapsamlı çalışmalar tepelerin olduğu bölgeyi dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecek.
HABER MERKEZİ – Afrin’den başlayarak, Antep, Urfa, Mardin, Kobanî, Qamişlo, Siirt, Diyarbakır, Zaxo, Hewlêr (Erbil) hattı boyunca devam eden tepeler silsilesinde kazılar yapıldıkça tarihe dair bilinenler yeniden baştan yazılıyor.
Son 30 yılda özellikle Urfa yöresindeki bazı bölgelerde önemli kazılar yapılmışken, bununla birlikte onlarca tepenin bulunduğu hatta şimdiye kadar herhangi bir kazı çalışması tam olarak sonuçlanmış değil.
Bu tepeler silsilesi içinde en dikkat çekenleri, Urfa’daki Göbekli Tepe (Girê Mirazan) ile Karahan Tepe (Girê Keçelan). Bu tepelerde yürütülen kazı çalışmaları ise çok az bir bölgeyi kapsıyor.
Kürdistan’daki tepeler tarihi değiştirmeye devam ediyor | Mendik Tepe, Göbekli Tepe’den de eski
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 5 yıl önce başlatılan Taş Tepeler Projesi kapsamında Karahan Tepe’nin yanı sıra Mendik Tepe ve Sayburç Tepe’de de önemli kazılar yapıldı ve tarihe dair ezberleri bozacak bulgular bu tepelerde de ortaya çıktı.
Şimdiye kadar kazılan tepelerde elde edilen bulgular, 12 bin 800 yıl önce sona erdiği kaydedilen son buzul devrinden yaklaşık 1000 yıl sonraya tarihlendiriliyor. Erken neolitik dönem olarak da adlandırılan bu döneme dair elde edilen bulgular Milattan Önce 10 bin yılı civarına dayanıyor.
Göbekli Tepe’nin ardından bir ilk | Karahan Tepe’de insan yüzlü “T” dikili taş
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Taş Tepeler Projesi’nin 5. yıl dönümü kapsamında Karahantepe’de düzenlenen toplantıda konuştu.
Japonya Altes Prensesi Akiko Mikasa’nın katılımıyla başlatılan Ayanlar Höyük kazısının eklenmesiyle projenin bugün 12 ayrı noktada çok yönlü bir bilimsel ağa dönüştüğünü ifade eden Ersoy, projede 15’i Türkiye’den 21’i yabancı toplam 36 akademik kurumun görev aldığını, 2025 itibarıyla projede görev alan bilim insanı ve öğrenci sayısının 219’a ulaştığını bildirdi.
GÖBEKLİ TEPE D YAPISINDA BULUNAN HEYKEL
Ersoy, şimdiye kadar kazılan tepelerden çıkarılan ve Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen tarihsel bulgular hakkında bilgiler paylaştı. Ersoy, Göbekli Tepe’de yeni keşfedilen heykel hakkında şunları söyledi:
“Bu eserler arasında Göbekli Tepe’de D Yapısının duvarı içine, olasılıkla adak olarak yerleştirilen insan heykelini yakından göreceğiz. Elbette ne anlama geldiğinin, neden duvar içinde yer aldığının bilim insanları tarafından yorumlanması zaman alacaktır ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu heykel, Neolitik dönemde Göbekli Tepe’de heykeltıraşlık alanındaki estetik ve etkileyici üslubun önemli bir örneğidir.”
SAYBURÇ’TA BULUNAN HEYKEL
Ersoy, Sayburç’ta bulunan heykel ve özelliği hakkında şunları paylaştı:
“2025 yılının en gözde buluntuları arasında, Sayburç’ta bulunan ve yüz ifadesiyle ölü bir bireyi çağrıştıran heykel sergide yerini aldı. Bu heykeli yakından incelediğinizde fark edeceğiniz bir detay var, heykelin ağzı dikili şekilde tasvir edilmiştir.”
SEFER TEPE’DE BULUNAN KABARTMALAR
Bakan Ersoy, bir diğer önemli tepe olan Sefer Tepe’de elde edilen yeni bulgular hakkında şöyle konuştu:
Çalışmalar ilerledikçe, o dönemin günlük hayatına dair daha fazla tespitte bulunmamızı sağlayacak eserler gün yüzüne çıkıyor. Bu noktada Sefer Tepe kazılarında çıkan eserler oldukça önemlidir. Sefer Tepe kazılarının 2025 yılı çalışmaları sırasında, iki adet düzeltilmiş blok taş üzerinde iki adet insan yüzü kabartması tespit edildi. Biri yüksek, diğeri alçak kabartma teknikleriyle yapılmış insan yüzleri, bölgede daha önce Göbekli Tepe, Karahan Tepe ve Sayburç yerleşmelerinde bulunan kabartmalardan farklı bir üslup özelliği ile dikkati çekmektedir.
Sefer Tepe’de bu yıl, çift yüzünde insan motifi bulunan bir boncuk da tespit edildi. Siyah renkli bir serpantinden üretilen boncuğun ortasında bir delik yer almaktadır. Bu deliğin her iki tarafında, Göbekli Tepe ve Karahan Tepe’de sıklıkla rastlanılan ifade biçiminde iki farklı insan yüzü işlendiği görülmektedir.”
DÜNYANIN NEOLİTİK BAŞKENTİ
Şimdiye kadar kazılan tepelerden elde edilen bulgulardan hareketle şu değerlendirmeyi yaptı:
“Mevcut bulgular, bölgede Neolitik dönemde yoğun nüfuslu, farklı ölçeklerde yerleşimlerin bulunduğunu ve 1500 yıl boyunca kesintisiz iskanın gerçekleştiğini göstermektedir. Büyük ve küçük yerleşimlerin tümünde konut ve kamusal yapılar ortaya çıkarılmış, konutlarda gömütler, fırınlar ve besin hazırlama alanları tespit edilmiştir. Bunlar, günlük yaşam ile manevi değerlerin iç içe geçtiğini, hane ve toplumsal düzen kavramlarının erken dönemde oluştuğunu ortaya koymaktadır.
İnanıyoruz ki bu kapsamlı çalışmalar Taş Tepeler bölgesini dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecektir.”
×
NE OLMUŞTU?
Son yıllarda Taş Tepeler bölgesinde yapılan arkeolojik kazılar, Neolitik dönemin bilinmeyen yönlerini açığa çıkarmaya devam ediyor. Göbekli Tepe, Karahan Tepe ve şimdi de Mendik Tepe ile birlikte, bu bölgenin insanlık tarihindeki önemi her geçen gün daha da netleşiyor.
Özellikle kadın merkezli yaşam izleri, Neolitik döneme dair ezberleri bozabilecek nitelikte. Bu tepelerin yanı sıra Sefer Tepe ve Sayburç’ta yapılan kazılarda da önemli bulgular elde edilmişti. Özellikle Urfa’daki Sayburç kazılarında, üretim ve paylaşım ilişkilerinin şekillendiği 50’den fazla yapı tespit edilmişti.



