“Ortada korkunç bir entelektüel haysiyetsizlik sorunu var… Enflasyonu karşı çıktıkları serbest piyasa karşıtı politikalar ile düşürüp aynı zamanda kendilerinin enflasyonu düşürecek dedikleri politikalar uygulayıp enflasyonu o sayede düşürdük diye pazarlıyorlar. Marifet enflasyon düşürmekse, Şubat 2019’da %345 bin olan enflasyonu birkaç yıl içinde %24’e düşüren Maduro’yu neden övmediklerini sorunca kulaklarının üzerine yatıyorlar. Peki kemer sıkan, talep baskılayan Şimşek neden enflasyonu 2024 sonunda %33’e, 2026 sonunda %10’un altına inecek kadar düşüremedi?”
İlhan DÖĞÜŞ
Bu köşede, Türkiye ve dünya ekonomisini, neoliberal politikalarla toplumlara yoksulluk dayatmak için uydurulmuş yalan anaakım teorileri parçalarken, eşitsizliğin azaltıldığı bir sosyal refah ekonomisine ve ekonominin demokratikleşmesine dönük alternatif post-Keynesyen teoriye dayanan analizler sunmaya çalışacağım. Bunu yaparken refah ve hakikat karşıtı anaakım teorinin temsilcilerine çıkarlarını savundukları tekelci ve küresel sermayenin medyası eliyle edindikleri fakat hak etmedikleri saygınlıklarını yerle bir etmeye çabalayacağım çünkü ekonomi bilimini “yoksulluğun bertaraf edilmesini araştıran entelektüel faaliyet” olarak tanımlıyorum.
Yanılgıları ve çelişkileriyle yüzleşemedikleri için modernitenin nüvesi olan kendine dışardan bakma yetenekleri zayıf olan ama kendilerini modern addetmekten de geri durmayan anaakım iktisatçılar, 2023 Aralık ayında iktidara gelen Arjantin Cumhurbaşkanı Javier Milei’nin enflasyonu düşürme performansını övüp benzer kemer sıkma programını uygulayan Mehmet Şimşek’in Türkiye’de enflasyonun düşürememesini yapısal reform eksikliğine (Mahfi Eğilmez), faizlerin 2021’de düşürülmesine (Selva Demiralp), 2021’deki servet transferine (Refet Gürkaynak), ekonomi-dışı faktörlerin belirleyiciliğine (Hakan Kara) bağlıyorlar. Sanki Şimşek ve ekibi Mayıs 2023’te göreve geldiğinde ve arkadaşları Cevdet Akçay’ı MB Başkanı Yardımcısı olarak görevlendirdiğinde liyakatlı rasyonel ekibi reel faizi pozitif yaparak ve MB’na kredibilitesini geri kazandırarak enflasyonu düşürecek iddiasıyla desteklerken 2021’deki faiz indiriminden, servet transferinden, siyasetin ve toplumun her zaman ve heryerde ekonomi üzerinde belirleyici olduğundan haberleri yokmuş gibi bahane üretmekten başka bir faaliyet içerisinde bulunamıyorlar zihinleri. Şimşek programının 24 ay sonunda başladığı enflasyon oranına gelmesini, hiçbir enflasyon hedefini tutturamayıp iflasları, yoksulluğu, işsizliği artırmasını 2 ay önce vuku bulan İmamoğlu’nun tutuklanması ile açıklamaktan imtina etmeyecek kadar düşük bir entelektüel ahlak, karşımızdaki…
Bilimsel ve entelektüel ahlak, bahane üretmeyi değil, kendini sorgulamayı gerektirir. Ama egemen kibri, bu ahlakın önünde engeldir. Tüm dünyada işgücü piyasasının güvencesizleştirilmesi olan yapısal reformları yapılması ve etkisi 5-10 yıl sürecek hukukun üstünlüğü ve eğitim reformları olarak pazarlayıp, etkisi birkaç dakika süren faiz artışlarının döviz kurunu düşürememesine açıklama olarak sunacak kadar entelektüel haysiyetten yoksun olup hakikati anlamak ve savunmak için türlü riskler üstlenen entelektüellere gösterilen saygının kendilerine gösterilmesini bekliyorlar.
Dünyaya, ekonomiye ve ahlaka kendileriyle benzer bakan ırkçı, kadın düşmanı ve homofobik Milei’nin Arjantin’de enflasyonu düşürmesi konusunda sergiledikleri performans da ciddi entelektüel haysiyet sorunları barındırıyor.
Milei’nin enflasyonu kamu harcamalarını kısarak, talep baskılayan kemer sıkma programı ile düşürdüğünü iddia ediyorlar. Evet, Milei emekli ve memur maaşlarını baskılayarak, kamudan çalışanları atarak kamu harcamalarını kıstı ama enflasyon o yüzden düşmedi. Milei’nin talep baskılayan politikasının enflasyonu düşürdüğünü övüp yoksulluğun azaldığını iddia ediyorlar. Yoksulluğun artıyor olması bir yana yoksulluktaki düşüşün talebi artıracağını bile akledemiyorlar.
Kemer sıkma ve talep baskılama politikalarının enflasyonu düşürmesi için enflasyonun talep kaynaklı olması lazımdı. Talep kaynaklı diye lanse ettikleri enflasyonu düşürmek için olmazsa olmaz çözüm dedikleri faiz artışı ve pozitif reel faiz yerine Milei döneminde faiz indirildi ve reel faiz negatif idi. Enflasyonun sebebi para basmak, para arzındaki artış fakat Milei döneminde Arjantin’de para arzı arttı.

Daha önemlisi, yıllarca ve değil %100 üzerinde, %10 üzerinde bile seyreden bir enflasyonu talep ile açıklamak mümkün değil çünkü toplumların sürekli artan bir reel gelir artışı ve daha çok mal almak isteği gibi bir durum söz konusu olamaz ve talep artışı, tüm mallar için yıllarca süren enflasyonu değil, birkaç ürün için ve kısa süreli enflasyonu açıklar.
Peki Milei enflasyonu nasıl düşürdü?
Kamu istihdamı ve kamu yatırımı gibi kendisinden daha büyük katma değer yaratan kamu harcamalarını kısmak (bkz. mali çarpan etkisi), bütçe açığını kısa vadede düşürür fakat ekonomide vergilendirilecek geliri azalttığından birkaç ay sonra bütçe açığını artırır. Vergi gelirinin azaldığını ve o çok övündüğü bütçe fazlasının bütçe açığına döneceğini gören Milei her seferinde vergi gelirlerini artırdı. Enflasyonun düşmesi için bütçenin fazla vermesi gerektiğini ve Türkiye’de enflasyonun düşmemesini bütçe açığına bağlayan Hakan Kara ve Burak Arzova gibi iktisatçılar, faiz artışı sayesinde enflasyonu indirdi diye övdükleri ABD, Avrupa gibi gelişmiş ekonomilerin hiçbirinde bütçenin fazla vermediği gerçeğini gizliyorlar.

Talebi baskılamanın enflasyonu düşürmesi için reel değil nominal harcamaların düşmesi gerekir zira teorileri insanlar daha az harcayıp daha çok tasarruf edince firmaların fiyat artıramadıklarını söyler. Ne var ki, ne ABD’de, Avrupa’da ne de Arjantin’de nominal harcamalar düştü. Arjantin’de reel perakende satışları enflasyonla beraber düşüyor ama nominal satışlar artıyor artan fiyatlar nedeniyle. Enflasyon talep kaynaklı değil; Covid salgınının ve Ukrayna işgalinin tetiklediği arz sorunları (maliyet) ve bunu bahane eden tekelci aşırı-karlar kaynaklıydı. Arz sorunları halloldukça enflasyon da düştü.
Özetle enflasyon hiçbir ülkede anaakım teorinin salık verdiği şekilde düşmedi.
Arjantin’de enflasyon, aşırı ithalat bağımlılığının sebep olduğu döviz kurundaki artış ve aşırı-dolarizasyon kaynaklı. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi. Döviz kuru arttığında enflasyonun arttığını deneyimleyen vatandaş, enflasyona karşı kendisini korumak için döviz talep ettikçe artan kur enflasyonu tekrar nüksettirmekte, bu da enflasyonu tekrar artırmaktadır. Tüm hiperenflasyonların tek sebebi bu aşırı-dolarizasyondur, kur-enflasyon girdabının tetiklediği ulusal para birimine itimadın kaybolmasıdır (çifte para).
Milei evet enflasyonu düşürdü fakat hem %38’den aldığı enflasyonu %75’e cikarıp %71’e düşürünce övülen Şimşek gibi göreve gelince artırdığı enflasyonu düşürdü. Ama Şimşek’ten daha çok düşürdüğünü teslim etmeli: Milei göreve geldiğinde %160 olan enflasyonu önce %295’e cikardı artından %209’a düşünce övgüleri almaya başladı. Bugün %47 seviyesinde.
Peki Arjantin’de olup Türkiye’de olmayan ne?
Çok basit: İki ülkede de enflasyonun başat belirleyici olan döviz kuru artışındaki fark!
Milei göreve gelir gelmez önce kuru zıplattı. Bu sayede enflasyonu sonrasında düşürmekle övüneceği kadar artırdı. Sonrasında da döviz kurunu sabitledi ve sermaye hareketlerine kontrol getirdi.

Tüm bunlar, Milei’nin bütçe fazlası vererek, talebi baskılayarak düşürmekle övenlerin karşı çıktıkları, duyunca cin çarpmış gibi kendilerinden geçtikleri, kutsiyet atfettikleri serbest piyasaya aykırı gördükleri politikalar…
Yani ortada korkunç bir entelektüel haysiyetsizlik sorunu var…
Enflasyonu karşı çıktıkları serbest piyasa karşıtı politikalar ile düşürüp aynı zamanda kendilerinin enflasyonu düşürecek dedikleri politikalar uygulayıp enflasyonu o sayede düşürdük diye pazarlıyorlar. Marifet enflasyon düşürmekse, Şubat 2019’da %345 bin olan enflasyonu birkaç yıl içinde %24’e düşüren Maduro’yu neden övmediklerini sorunca kulaklarının üzerine yatıyorlar.
Peki kemer sıkan, talep baskılayan Şimşek neden enflasyonu 2024 sonunda %33’e, 2026 sonunda %10’un altına inecek kadar düşüremedi?
Göreve geldiğinde 18 olan Dolar-TL kurunu 36’ya artırdığı için…
Neden artırdı kuru peki?
Faiz artışıyla fiyatını ucuzlattıkları Türk devlet tahvillerini yabancılara TL cinsinden de ucuzlatıp çifte kaymak sağlamak için… Faizi Bank of America’nın Haziran 2023’te istediği en az %40’a kadar çıkarmayı meşrulaştıracak bir enflasyon düzeyi için…
Ayrıntılar bir sonraki yazıya…