Toplamda 299 bin kapasitesi bulunan 396 açık ve kapalı cezaevinde 409 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Yaklaşık 110 bin mahpusun yatacak yeri bulunmazken, İHD verilerine göre hapishanelerde 1412 hasta mahpus bulunuyor.
Nedim TÜRFENT
Kamuoyunda büyük bir af beklentisi yaratıldıktan sonra Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni dün Meclis’e sundu.
Kapsamı nedeniyle tartışmalara yol açan pakete ilişkin Nûmedya24‘e konuşan insan hakları savunucusu, hukukçu ve siyasetçiler, mevcut paketin toplumun beklentilerine yanıt vermediğini ifade etti.
KAPASİTE FAZLASI 110 BİN MAHPUSUN YATACAK YERİ YOK
×Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 7 Nisan 2025 tarihi itibari ile 396 açık ve kapalı cezaevinde 409 bin 617 tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır.
Cezaevlerinin kapasitesi ise toplam 299 bin 924. Resmi verilere göre 109 bin 693 kapasite fazlası var. 97 bin 823 mahpus açık, 311 bin 794 mahpus da kapalı cezaevlerinde tutuluyor.
Bu mahpusların 352 bin 502’si hükümlü, 57 bin115’i ise tutuklu. Mahpusların 6 bin 419’u 65 yaşın üstündedir.
İHD: TAM BİR FİYASKO
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, paketin “hukuka aykırı” olduğunu vurgulayarak eşitlik ilkesini ihlal ettiğini söyledi.
Pakette hasta mahpuslara yönelik düzenlemeye dikkat çeken Keskin, “Hasta mahpuslara yönelik düzenleme aslında ileriye değil, geriye doğru bir gidiş. Hasta mahpusların durumu, zaten Adli Tıp raporlarına bağlı. Bu hukuka değil, siyasi iradeye bağlı. Hastane ve bağımsız raporlar delil olarak kabul edilmelidir. Bunun yasal bir zemini zaten var ama siyasi irade buna uymuyor” dedi.
Hasta mahpuslar için konutta infazın da “geri bir durum” olduğunu kaydeden Keskin, “Ağırlaştırılmış müebbetlerin kapsam dışı bırakılması da ayrı bir eşitsizlik. Bir insan suçu ne olursa olsun, hasta olduğunda nedenine bakılamaz. Ölüm döşeğindeki insanın suçuna bakılamaz. Tam bir fiyasko” diye konuştu.
“HERKES BİR GÜN CEZAEVİNE GİRECEK” DÜZENLEMESİ
×İHD’nin verilerine göre 161’i kadın ve 1251’i erkek olmak üzere en az 1412 hasta mahpus bulunmaktadır. Durumlarına dair yapılan tespitlere göre; ağır olarak tarif edilen 335 mahpus bulunmaktadır. Bunlardan 230’u tek başına yaşamını devam ettiremiyor ve 105’inin de desteğe ihtiyacı bulunmakta, 188 mahpusun ise hastalıkları nedeniyle sürekli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir.
Adalet Bakanlığı’na göre 24 Temmuz 2023 ile 20 Aralık 2024 tarihleri arasında bin 26 adli ve siyasi tutuklu yaşamını yitirdi.
“Zincirlikuyu Mezarlığı’nda ironik bir şekilde ‘Her canlı bir gün ölümü tadacaktır’ yazısı var. Bu düzenlemede de herkes bir cezaevine girecek şekilde düzenlenmiş. Daha önce yatarı olmayan suçlarda bile artık cezaevi yolu var.”
ÖHD: İNFAZDA AYRIMCILIK SÜRÜYOR
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, “acil olması nedeniyle” en başta hasta mahpusların durumuna dikkat çekti:
“Ağır veya ölüm döşeğinde olan hasta mahpusun infaz kanunu madde 110/3′ ten yararlandırılmaması; Anayasa’nın 17. maddesi gereği yaşam hakkı ihlali anlamına gelmektedir. Kaldı ki mahpus tedavi olması halinde cezasının bakiye kalan kısmını tekrardan infaz kurumunda geçireceği ve elektronik kelepçe ile takip edileceği de düşünüldüğünde, bu mahpusların kapsam dışında bırakılması kamu vicdanının kabul etmeyeceği, insani ve hukuki değerlendirmelerden ziyade siyasi saiklerle kapsam dışına bırakıldıkları anlaşılıyor ve bu durum kabul edilemezdir. Bu değişiklik hasta mahpus sorunu çözülememektedir. Evvela ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanların istisna tutulması doğrudan Anayasa’nın 17. maddesine aykırılık taşımaktadır.”
İnfaz kanunu madde 110/3’e dair teklif metninde yer alan “toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen” ibaresine işaret eden Avukat Yeter, konuşmasını şöyle sürdürdü:
דUygulamada birlik sağlama ve kanun uygulayıcılarının keyfi veya siyasi saiklerle davranmaması amacıyla böyle bir kıstasa kanunda yer verilmemeliydi. Öte yandan örgütlü suçlardaki hali hazırdaki kanunilik sorunu ile ileri yaştaki mahpusların ve çocukların ceza infazlarının insani bir ortamda yapılması taleplerinin görmezden gelindiğini ve infazda ayrımcılık uygulamalarına devam edildiğini görüyoruz. Koşullu salıverilme oranın halen 3/4 gibi yüksek bir oranda olması hakkaniyet ölçülerine uygun değil ve eşitlik ilkesine aykırıdır.”
DEVA: HÜKÜMET VE ORTAKLARI MİLLETİ ALDATTI
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili İdris Şahin de yargı paketinin asıl gayesinin 31 Temmuz Covid mağdurlarının durumunu düzeltmek olduğunu ancak bu konuda herhangi bir adım atılmadığını ifade etti:
“Hükümet ve ortakları milleti aldattı” diyen Şahin, “Covid yasası, Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da Feti Yıldız da bunu söylemişti. Hatta geçen hafta grup başkanlarına verilen bilgide ‘bir problem yok. Yasa Meclis’e gelecek ve bayram müjdesi olacak’ denildi. En son DEM Parti’yle yaptıkları trafik sonrası örgütlü suçlar konusunda bir tıkanma oldu ve Covid mağdurları kapsam dışı bırakıldı.”
Paketin mevcut haliyle “beklentinin çok altında” olduğunu vurgulayan Şahin, “Milletin duygularıyla oynandı. Ne yazık ki kaybeden yine millet oldu, Covid yasası mağdurları oldu” ifadelerini kullandı.
DEM PARTİ: İKTİDAR HİÇBİR ŞEYE YANAŞMADI
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise aylardır toplumda büyük bir beklenti yaratıldığını anımsatarak, “Adalet Bakanlığı ve AKP Hükümeti beklenti yaratıyordu. Özellikle Covid yasasındaki eşitsizliği gidermek üzerine çok söz kurdular. Ama son haftaya girdiğimizde Covid’le ilgili düzenlemeyi paketten çıkardılar. Biz Covid düzenlemesi pakete girsin diye çok uğraştık ve ısrar ettik. Ama ‘etki analizini yapmadık’ bahanesiyle ‘riskler var’ diye pakete almadılar” dedi.
“Toplumda büyük bir hayal kırıklığı yaşandığını kaydeden Gülistan Kılıç Koçyiğit, “İki gündür insanlar arıyor, telefonlarımız kilitlenmiş durumda. İnsanlar arıyor soruyor doğal olarak. Bunun müsebbibinin iktidar olduğunu açıkça ifade etmek istiyoruz. Bizim eşitlik için talep ettiğimiz hiçbir beklenti bu pakete girmedi. Hiçbir derde deva olmayan bir paketle karşı karşıyayız.”
Süreçte güven arttırıcı adımların atılmasının gerektiği bir dönemde paketin bu haliyle çıkmasına tepki gösteren Gülistan Kılıç Koçyiğit, “İnfaz paketinin içerisinde kimi yasal düzenlemeler eklenebilirdi. Özellikle siyasi mahpuslara uygulanan infazdaki eşitsizlikleri ortadan kaldıran bir düzenleme yapılabilirdi ama iktidar hiçbir şeye yanaşmadı. Biz paketin sürece destek vermesini, katkı koymasını beklerken, bu haliyle paket ciddi bir soruna dönüştü” diye konuştu.