“Yaşam boyu şiddet” | DSÖ: 840 milyon kadın şiddetle karşı karşıya

DSÖ ve BM ortaklığında açıklanan rapora göre, dünya genelinde 840 milyon kadın şiddete maruz kaldı, bunların yaklaşık 3’te 1’i yaşamları oyunca partner şiddetine veya cinsel şiddete maruz kaldı. DSÖ Direktörü Ghebreyesus, “Hiçbir toplum, nüfusunun yarısı korku içinde yaşarken kendine adil, güvenli veya sağlıklı diyemez” dedi.

HABER MERKEZİ – 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Birleşmiş Milletler (BM) ortaklığıyla çarpıcı bir rapor açıkladı.

“Yaşam boyu şiddet: 840 milyon kadın eş şiddeti veya cinsel şiddetle karşı karşıya kaldı” başlıklı raporda, “Kadına yönelik şiddet, son yirmi yılda çok az ilerleme kaydedilerek dünyanın en kalıcı ve en az ele alınan insan hakları krizlerinden biri olmaya devam ediyor” denildi. Raporda, şu verilere yer verildi:

×“Dünya genelinde yaklaşık 840 milyon kadından yaklaşık 3’te 1’i, yaşamları boyunca partner şiddetine veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Bu rakam 2000 yılından bu yana neredeyse hiç değişmedi. Sadece son 12 ayda, 316 milyon kadın, yani 15 yaş ve üzeri kadınların yüzde 11’i, partneri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldı. Partner şiddetini azaltma yolundaki ilerleme, son yirmi yılda yıllık sadece yüzde 0,2’lik bir düşüşle, acı verici derecede yavaş oldu.

Raporda, ilk kez partneri dışındaki kişiler tarafından uygulanan cinsel şiddete ilişkin ulusal ve bölgesel tahminler yer alıyor. Raporda, 263 milyon kadının 15 yaşından itibaren partneri dışındaki kişiler tarafından cinsel şiddete maruz kaldığı belirtiliyor. Uzmanlar, bu rakamın damgalama ve korku nedeniyle önemli ölçüde eksik bildirildiği konusunda uyarıyor.”

“HİÇBİR TOPLUM NÜFUSUN YARISI KORKU İÇİNDE YAŞARKEN KENDİNE ADİL DİYEMEZ”

DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, şu değerlendirmeyi yaptı:

×“Kadınlara yönelik şiddet, insanlığın en eski ve en yaygın adaletsizliklerinden biri, ancak yine de en az önlem alınanlardan biri. Hiçbir toplum, nüfusunun yarısı korku içinde yaşarken kendine adil, güvenli veya sağlıklı diyemez. Bu şiddeti sona erdirmek yalnızca bir politika meselesi değil; aynı zamanda bir onur, eşitlik ve insan hakları meselesidir. Her istatistiğin arkasında, hayatı sonsuza dek değişmiş bir kadın veya kız çocuğu var. Kadınları ve kız çocuklarını güçlendirmek isteğe bağlı değil, barış, kalkınma ve sağlık için bir ön koşuldur. Kadınlar için daha güvenli bir dünya, herkes için daha iyi bir dünya demektir.”