DEM Parti Milletvekili Eren, TransAtlantic Petroleum’un Diyarbakır Sur’daki petrol faaliyetlerini Meclis gündemine taşıdı. Eren, “Halkın yaşam hakkını doğrudan tehdit eden bu projeler kamu yararıyla bağdaşmamaktadır” dedi. Şırnak’ta ise kadınlar, içme suyuna petrol karışmasını protesto ederek yol kapattı.
HABER MERKEZİ – DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, ABD merkezli TransAtlantic Petroleum şirketinin Diyarbakır’daki petrol arama ve çıkarma faaliyetlerini Meclis gündemine taşıdı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nca yanıtlanması istemiyle soru önergesi veren Eren, şirketin tarım ve sulama alanlarını tahrip ettiğini, halkı mülksüzleştirdiğini ve ekolojik yıkıma yol açtığını belirtti.
Eren’in aktardığına göre TransAtlantic Petroleum, 2005 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet yürütüyor, 2009’dan itibaren farklı şirket satın almalarıyla ruhsat sahalarını genişletiyor ve bugün Diyarbakır’da 15 bin 240 hektarlık ruhsat alanını elinde bulunduruyor. Bu alanın tamamının tarım ve sulama alanı niteliğinde olduğunu belirten Eren, “Ambar Deresi ve Silvan Barajı sulama kanalı da bu sınırlar içinde kalıyor” dedi.
TELAFİSİ İMKANSIZ SONUÇLAR
Şirketin Sur ve Bismil’de 9 petrol arama, çıkarma ve depolama projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan parça parça “ÇED gerekli değildir/olumlu” kararları aldığına dikkat çeken Eren, ruhsat sahasının bir bütün olarak değerlendirilmemesinin tarım arazileri ve su kaynakları açısından telafisi imkânsız sonuçlar doğurduğunu vurguladı.
“ZEHİRLİ ATIK FOSSEPTİK ÇUKURLARA BIRAKILIYOR”
Eren ayrıca, bölgede yapılan incelemelerde şirketin zehirli ve radyoaktif atıkları fosseptik çukurlarına bıraktığının, bu atıkların yeraltı sularına karışma riskinin bulunduğunun tespit edildiğini aktardı. Acele kamulaştırmalarla köylülerin mülksüzleştirildiğini, tarım ve hayvancılıkla geçinen halkın yaşam hakkının hiçe sayıldığını ifade eden Eren, “Toprağı elinden alınan halk yalnızca ekonomik geçim kaynağını değil, aynı zamanda kültürel varlığını ve nesiller boyunca süren aidiyetini de yitiriyor” dedi.
Eren, Enerji Bakanlığı’nın TransAtlantic Petroleum’un TPAO ile ortaklıklarını açıklamış olmasına dikkat çekerek, sürecin yalnızca çevresel değil sosyal, ekonomik ve insani boyutları olduğunu kaydetti. “Halkın yaşam hakkını, tarım ve gıda güvenliğini doğrudan tehdit eden bu projeler kamu yararıyla bağdaşmamaktadır” ifadelerini kullandı.
EREN’DEN SORU ÖNERGESİ
Milletvekili Eren, Bakanlığa şu soruları yöneltti:
- Diyarbakır’da TransAtlantic Petroleum’a ait toplam kaç ruhsat bulunmaktadır? Bu ruhsatların hektar bazındaki büyüklükleri nedir?
- Şirketin Sur ve Bismil ilçelerinde başvurduğu ve onay aldığı toplam kaç ÇED dosyası vardır? Bunların kapsamı ve içerikleri nelerdir?
- 15 bin 240 hektarlık ruhsat alanının tamamı için kümülatif bir ÇED değerlendirmesi yapılması gündemde midir?
- Proje alanlarının tarım ve sulama arazisi niteliği dikkate alınarak, bu faaliyetlerin bölgedeki tarımsal üretime ve sulama kaynaklarına olası zararları konusunda Bakanlığınızın yürüttüğü bir çalışma var mıdır?
- Petrol çıkarımı sırasında ortaya çıkan zehirli ve radyoaktif sıvıların bertarafı nasıl yapılmaktadır? Bakanlığınızın bu bertaraf sürecine ilişkin denetimleri nelerdir?
- Ambar Deresi ve Silvan Barajı sulama kanalına yalnızca yüzlerce metre mesafede yürütülen faaliyetlerin içme suyu kaynaklarını zehirleme riskine karşı hangi önlemler alınmıştır?
- Acele kamulaştırma ile köylülerin arazilerinin gasp edilmesi karşısında Bakanlığınızın köylülerin mülkiyet hakkını koruyucu herhangi bir politikası var mıdır?
- TransAtlantic Petroleum’un TPAO ile ortaklığı kapsamında Diyarbakır’da yürütülen projelerden elde edilecek gelir paylaşımı nasıl düzenlenmektedir? Bu ortaklık modelinin ulusal çıkarlar açısından yarattığı riskler değerlendirilmiş midir?
- Şirketin bugüne kadar Diyarbakır’daki projeleri kapsamında doğa tahribatı, su ve toprak kirliliği ya da halk sağlığına zarar iddialarıyla açılan soruşturma ya da dava var mıdır? Varsa sonuçları nedir?
- Bakanlığınız, Diyarbakır’da ekolojik yıkıma ve halkın mülksüzleştirilmesine yol açan bu projeleri durdurmayı düşünüyor mu?
“ÇED GEREKLİ DEĞİL” KARARI YARGIYA TAŞINMIŞTI
ABD’li şirketin petrol arama ve çıkarma projesine bölgede yaşayan yurttaşlar, yaşam alanı savunucuları ve hukukçular tepki göstermişti. Ekoloji Derneği ve Diyarbakır Barosu da proje için verilen “Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” kararına itiraz ederek konuyu yargıya taşımıştı.
ABD’li şirkete tarım alanında petrol arama izni | Su kaynakları ve yaşam alanları tehdit altında
ŞIRNAK’TA KADINLAR YOL KAPATTI
Şırnak’ın Gabar Dağı eteklerinde bulunan Kızılsu köyünde aylardır devam eden petrol aramaları köylülerin yaşamını olumsuz etkiliyor. Daha önce köydeki içme sularına petrol karıştığı için valilik önünde basın açıklaması yapan kadınlar, çalışmaların derhal durdurulmasını talep etmiş, ancak bu talepleri karşılık bulmamıştı. Bunun üzerine kadınlar bugün köy yolunu trafiğe kapatarak tepkilerini dile getirdi. Bölgeye çok sayıda jandarma sevk edildi. Kadınlar, taleplerinin karşılanmaması durumunda eylemlerini büyüterek sürdüreceklerini söyledi.