Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Kürtçe’nin dayanılmaz ağırlığı I 

Cezasızlığın bilmem kaç bininci tonu

Kürtçe’nin dayanılmaz ağırlığı I 

Türkiye’de Kürtçe şarkı söyleyen ya da dinleyen birçok kişi saldırıya uğradı, kimileri öldürüldü. Kimileri hakkında dava açıldı, kimileri sahneden alındı. Geride hep aynı cümle kaldı: “Burası Türkiye, burada Kürtçe olmaz.”

Güler YILDIZ

İstanbul Bayrampaşa’da 13 Temmuz akşamı aynı aileden 10 kişi, piknik dönüşü araçlarında Kürtçe müzik dinledikleri gerekçesiyle polis tarafından darp edildi, gözaltına alındı. Hamile kadını tekmeleyen polisler, neredeyse anne ve bebeğinin ölümüne neden oluyordu.

Acil sezaryene alınan kadın doğum yapmak zorunda kaldı. Yoğun bakıma alınan anne komadan çıktı, bebek entübe.

Kürt kimliğine ve diline yapılan ilk saldırı değildi bu.

Adli vaka ya da münferit diye geçiştirilemeyecek kadar önemli bir toplumsal sorun.

Cezasızlıkla beslenen polis zorbalığının, Kürdün varlığına tahammülsüzlüğün, ırkçı nefret politikalarını ustalıkla besleyenlerin son örneği sadece…

“Kürt anasını görmesin”in devletlû hali..

Üstelik bu hafta Meclis’te bir komisyon kurulacak, devlet Kürt dersine çalışacak ve Kürt dersinde artık kimse “sınıfta” kalmayacak umudunun beslendiği bir dönemde, anne karnındaki bir bebek daha hayata gözünü açmadan devlet tekmesiyle tanıştı.

Cezasızlık sebep oldu o bebeğin anne karnında devlet şiddetiyle tanışmasına.

Tıpkı diğerlerinde olduğu gibi…

ÇOCUK YAŞTA ÖLENLERİN ÜLKESİ

Yıl 2009. Yer Ankara’nın göbeği. Emrah Gezer 23 yaşında, genç bir tiyatrocu. Arkadaşlarıyla doğum gününü kutlamak için gittiği bir türkü bardan bir Kürtçe türkü istiyor. O anda bir özel harekat polisi ayağa kalkıyor ya da bar çıkışında efeleniyor Emrah’a:
“Burada Kürtçe söylenmez.”
Silahını çekip Emrah’ın başına doğrultuyor. Tetiği çekiyor.
Emrah yere yığılıyor. Doğum gününde.
Mahkeme ne diyor biliyor musunuz? “Tahrik.” Kürtçe şarkıyı “tahrik” sayıyor mahkeme. Cezayı indiriyor. Cinayeti ‘hafifletiyor’.

ESENYURT PARKI’NDA 12 GENÇ, 1 ŞARKI VE 1 CEZAEVİ

2016 yazı. Esenyurt’ta gençler gitar çalıyor, türkü söylüyor. Dilleri Kürtçe.
14 kişi gözaltına alınıyor, 12’si tutuklanıyor.
Suçlama tanıdık: Terör propagandası.
Delil: Bir şarkı…

NÛDEM’İ UNUTTURAMAZ HİÇ KİMSE

Nûdem bir müzisyen. Şırnak’ta büyümüş, bağlamasıyla halk ezgileri söylüyor. Kürtçe.
Yıllar önce sahnede söylediği şarkılar “örgüt propagandası” sayılıyor.
19 yıl ceza veriliyor. Bugün hâlâ cezaevinde.
Oysa onun tek silahı gitarı ve şarkılarıydı… Üstelik sesini kaybetme tehlikesi içerde kaldığı her gün daha da büyüyor.

PLAJDA KÜRTÇE ŞARKI SÖYLEMEK Mİ? HAPSE ATARLAR OĞLIM SİZİ

Yıl 2004, Mersin. Akdeniz akşamlarında Mersin sahilleri bir cümbüş yeridir. Kavunu karpuzu kapan sahile koşar, bir yandan ay bardaklarının şıkırtıları bir yandan rüzgarın azaltıp çoğalttığı müzik…Bir grup genç şarkı söyleyip dans ediyor. Sosyal medyada video yayınlanıyor, İçişleri Bakanlığı olaya el koyuyor ve 9 genç Akdeniz akşamlarının faturasını “terör propagandası” şeklinde ödüyor, cezaevine konuyor.

Yıl 2015… 21 yaşındaki Sedat Akbaş, İstanbul’da öldürülüyor. Otobüste Kürtçe konuşuyor diye. “Otobüste Kürtçe konuşmak yassah” diyor bir hasta ruh, bıçaklıyor çocuğu.

EZAN OKUNURKEN…. HEM DE KÜRTÇE MÜZİK…

Yıl 2020, Ankara, Etimesgut.

Barış Çakan, henüz 20 yaşında. Parkta arkadaşlarıyla beraberdir ve Kürtçe müzik dinlediği için bıçaklanarak katledildi. Valilik minareye kılıfı dikip geldi çabucak: “Kürtçe müzik değil tek sebep, ezan okunurken müzik dinlemeye devam ettikleri için” diyor.

Çakan’ın kuzeni, “Daha önce de Kürtçe müzik dinlediğimiz için saldırıya uğramıştık” diyerek faillerin ırkçı olduğunu söyledi. Üç kişi gözaltına alındı ama geriye yine yanıtlanmayan sorular kaldı.

TÜRKİYE KÜRTÇE İLE BİRLİKTA YAŞLANAMAZ MI?

Yıl 2023. İstanbul Kadıköy rıhtımı… Sokak şarkıcısı Cihan Aymaz, Kürtçe de söylüyor Türkçe de… O arada biri çal bakayım Ölürüm Türkiyem’i diyor. Cihan çalmıyor. Çal, çalmıyor. Bıçaklıyor Cihan’ı, uğruna ölmezse bile öldürebilen adam. Türkiye yaşıyor, Cihan ölüyor.

Oysa bir süre önce bir sokak röportajına konuşmuş Cihan, “Sonunda cezaevi de olsa şarkılarımı söyleyeceğim” demiş. Sonunda mezarlık vardı o son şarkısını söylerken.

IRKÇI BIÇAK ÇIKIVERİNCE GININDAN… SAHNEDE DÜŞÜP ÖLÜVERDİ KÜRDİLİ EFKAR

Yıl 2015, İstanbul Avcılar..

3 çocuk babası Selim Serhed sahnede… “Kürtçe şarkı söylüyor” diye ırkçı bir bıçak tarafından katledildi, yığıldı sahnenin orta yerine.

Adalet, ceza? Sorulmuyor bu sualler artık, Kürtçe söz konusu olunca “adalet tecelli etmiştir “herkes”e göre… 3 çocuk babasıydı Serhed.

BATI’DA KÜRT İNŞAAT İŞÇİSİ OLMAK…

Yıl 2013, İstanbul…

İnşaat işçileri, hepsi aynı serviste. Rıdvan İşler Kürtçe konuşuyor bir diğeriyle. “Wayy sen Kürtçe konuştunnn” diyerek yığılıyorlar işçinin üstüne.  Hastaneye kaldırıldı, uzun süre tehdit aldı. Hayattaydı ama bedeli ağırdı.

Yıl 2022, Kastamonu.  Bir inşaat işçisi ana diliyle konuşuyor diye tartışma çıkıyor, tartışma kavgaya dönüyor, kavga mezarlıkta bitiyor. Öldürülüyor işçi…

Yıl 2024, Balıkesir. İnşaat işçileri Özgür İpek, Mehmet Argın ve Cemal Güzel. Yorgun bir günün akşamında  parkta müzik dinliyorlar. Polis yaklaşıyor yanlarına ” çevreden şikayet var” diyerek kimlik istiyor. “Sadece müzik dinliyorduk” deyip itiraz ediyorlar polise. Hapisteler şimdi. Gerekçe “örgüt propagandası” ve “polise mukavemet”…

Peki ya Trabzon’da linç edilen üniversiteli? Otobüstedir ve eğlenceli bir şekilde annesiyle telefonda konuşuyor. 10 kişi birden atlıyor çocuğun üzerine. Linç ediyorlar… Polis müdahale etmiyor. Hastaneye kaldırılıyor çocuk…

Türkiye’de Kürtçe bir şarkı söylediğinizde başınıza gelebilecekler:

Gözaltına alınabilirsiniz. Yargılanabilirsiniz. Linç edilebilirsiniz. Öldürülebilirsiniz.

1943’ten beri hikaye böyle…

Musa Anter Hatıralarım kitabında anlatır kendi hikayesini: Sadece Kürtçe ıslık çaldığı için kaldığı öğrenci yurdundan gözaltına alınır. Emniyette tekmelenir, dövülür, hakarete uğrar. Bir kamyon dayaktan sonra komiser “baba”lık yapar:  Bu kadar güzel Türkçe plak, şarkı varken, ne b.k yemeye yurtta Kürtçe ıslık çalıyorsunuz?”

SARP ÖZTÜRK DE KÜRTÇE SÖYLEMEDİĞİ İÇİN KATLEDİLDİ

Yıl 2010, Yer yine Mersin… Müzisyen Sarp Öztürk sahnede… Bir adam bu kez kitabı tersinden okuyor: Kürtçe istek istiyor Sarp’tan. Bilmiyor belki Sarp, söylemek istemiyor ya da. Önemsiz. Sahne onun çünkü… İsteği yanıtsız kalan adam çekiyor silahını, kurşunlara boğuyor Sarp’ın sesini..

Bakın devletin adaleti, polisi ne yapıyor? Fizan’da dahi olsa bulup getiriyor katili: Adam Duhok’ta yakalanıyor ve cezaevinde şimdi…

Benzer Haberler