“Bebeğimi saatlerce emzirmeye çalışıyorum ama bir türlü sütüm gelmiyor.” “Çocuklarınızın aç olması size kötü bir anneymişsiniz gibi hissettiriyor.” “İnsanların, az önce vurulan kişilerin kanının bulaştığı un çuvallarını taşıdığını gözlerimle gördüm.” Bu cümleler yerinden edilen Gazzelilere ait.
HABER MERKEZİ – İsrail’in abluka ve ambargo altında tuttuğu Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları, 685’inci gününde devam ederken, ordu şeridin kuzeyindeki Gazze kentinin işgal planını onayladı ve operasyon hazırlıkları başladı.
×Plana göre ilk aşamada yaklaşık bir milyon Filistinli güneye kaydırılacak, kent kuşatılacak ve yoğun saldırılar sonrası işgal edilecek. İkinci aşamada ise büyük ölçüde harabeye dönmüş olan Gazze’nin merkezindeki mülteci kamplarının işgali öngörülüyor.
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), yerinden edilen kişilerin sığındığı üç geçici kampta kalan Filistinlilerle görüşme yaptı.
Gebe ve emziren kadınlar, hayatta kalmak için gerekli temel malzemelerin kıt olduğunu, her gün yiyecek, bebek maması ve temiz su bulmak için çaresizce mücadele ettiklerini anlattı.
“YEDİ AYLIK KIZIM, DÖRT AYLIK BEBEK AĞIRLIĞINDA”
Cebaliye Mülteci Kampı’nda yerinden edildikten sonra El Takva kampına gelen hemşire S., her gün iki yaşındaki oğluyla yedi aylık kızına bakabilmek için büyük mücadele veriyor. Çocuklarına az da olsa yiyecek sağlamaya çalıştığını, kendisinin ise aç kaldığını anlattı:
“Bebeğimi saatlerce emzirmeye çalışıyorum ama bir türlü sütüm gelmiyor, bu nedenle acı çekiyorum. Çocuklarım katıksız açlık yüzünden ağlayarak uykuya dalıyor. Yedi aylık kızım, dört aylık bir bebek ağırlığında. Çadırda fareler, sinekler ve hamamböcekleri var. Bebeğimin vücudunda bir deri enfeksiyonu başladı ancak antibiyotik ve merhem bulunamadığı için iyileştiremiyoruz. Annelik görevimi yapamadığımı hissediyorum. Çocuklarınızın aç olması size kötü bir anneymişsiniz gibi hissettiriyor.”
“SÜREKLİ AÇLIK ÇEKİYORUM, BEBEĞİMİN DOĞUM KUSURLARI OLACAK MI?”
Dört aylık gebe, iki çocuk annesi, 28 yaşındaki Hadil ise, bebeğin karnındaki hareketlerini ve kalp atışını neredeyse hissetmediğini, çok endişelendiğini söylüyor. Beslenemeyeceğini bildiği halde gebe kaldığı için suçluluk duyduğunu şöyle anlattı:
“Düşük yapmaktan korkuyorum. Açlığımın onun sağlığı, kilosu üzerindeki olası etkilerini, [doğum kusurları] olup olmayacağını; yerinden edilmenin, bombaların, çadırların ortasında onu nasıl bir hayatın beklediğini düşündükçe paniğe kapılıyorum.”
“BEN AÇLIĞA DAYANABİLİRİM AMA ÇOCUKLAR…”
Cebaliye mülteci kampında yerinden edilen 62 yaşındaki Ebu Alaa, aşevinden bütün gün için tek öğün olarak mercimek çorbası alıyor. Alaa, ekmeğin yalnızca haftada bir gün dağıtıldığını, bu nedenle ailenin idareli kullanmak zorunda olduğunu ve aylardır tatlı hiçbir şey, meyve dahi yemediğini söyledi:
“Ben açlığa dayanabilirim ama çocuklar dayanamaz” diyor ve ekliyor: “Geçmişte birbirimize, özellikle de ihtiyaç sahiplerine destek olurduk. Bu savaşın başında bile [böyleydi] ama şimdi insanlar sadece bireysel hayatta kalma güdüsüyle hareket ediyor.”
“YİYECEK KAVGALARI, İNSANLIĞIMIZI ELİMİZDEN ALIYOR”
66 yaşındaki Nahid, yardım güzergâhlarının yakınındaki yiyecek kavgasının insanların “insanlığını elinden aldığını” anlattı:
“Oraya gitmek zorundayım çünkü benimle ilgilenecek kimsem yok. İnsanların, az önce vurulan kişilerin kanının bulaştığı un çuvallarını taşıdığını gözlerimle gördüm. Tanıdığım insanlar bile neredeyse tanınmaz haldeydi. Açlık ve savaş deneyimi Gazze’yi tamamen değiştirdi, değerlerimizi değiştirdi.”
“KENDİMİ OĞLUMUN SIRTINDA YÜK GİBİ GÖRÜYORUM”
75 yaşındaki Azize, ölmek istediğini söyledi:
“Yerinden edildiğimizde beni tekerlekli sandalyemle itmek zorunda kaldılar. Kamptaki uzun tuvalet kuyrukları yüzünden yetişkin bezine ihtiyacım var ama aşırı pahalı. Diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı ilaçları almalıyım ve tarihi geçmiş ilaçlar kullanmak zorunda kalıyorum. Hep ‘Yaşamayı küçük çocuklar, torunlarım hak ediyor’ diye düşünüyorum. Kendimi; onların, oğlumun sırtında yük gibi hissediyorum.”
Uluslararası Af Örgütü, İsrail’in Gazze’de tam kapsamlı kara işgalini başlatma planını uygulamasının açlık çeken Filistinlilerin olağanüstü boyutlarda acı çekmesine neden olacağını vurgulayarak, devletleri silah transferlerini acilen durdurmaya, hedef odaklı yaptırımlar uygulamaya çağırdı.
33 Gazzeli daha öldürüldü | İşgal planı onaylandı: 60 bin yedek asker göreve çağrıldı